Genelde devrimi yapan bilinçten mahrum oluyor.Bilince sahip olan devrimden mahrum.
Bu ne demek, açmaya çalışayım, yazarken de düşünmeye devam edebilirim böylece.
Örneklem üzerinden gidelim.Örnek olarak Trabzonspor'u ele alalım.
Trabzonspor ''X'' şartlarında ''Y'' devrimini ''Z'' zamanda gerçekleştirmiş.
Devrim, başlangıç itibari ile bir sistemattik üzerinde değildi, zira devrim sistemsiz birikimin ürünü olarak doğdu.
O gün sahada koşturanından, tribünde zıplayanına kadar küçükten büyüğe herkes bir bilinçten mahrumdu.
Bu sadece Trabzonspor ile alakalı bir durum değil, genelgeçer bir hâl.
Bilinç ile hareket çoğu zaman ters orantılı oluyor.
Bugün ortalama bir Türk ırkçısını ele alalım.Hatta pîrleri Nihal Atsız'ı ele alalım.Ortada gayet sistematik bir ırkçı fikriyat var.Ve fakat fikri bazda ona yaklaşamayacak devirlerin yanından geçemeyecek kadar sığ bir hareket dönemi geçirmiş.
Ya da Bir Yunan pontusçusunu ele alalım Katerini şehrinde yaşayan çok ateşli bir Pontusçu Pontus'ta yaşamış sıradan bir Pontuslu kadar bile hareket halinde değil.
Bugün apolitik olan adlandırılan aslen ''antipolitik'' olan 90+ nesli de buna sağlam bir kanıt olarka karşımızda duruyor.
Şayet bir zaman makinem olsaydı Trabzonspor'un ilk şampiyonluğunda sahanın ortasına inmek isterdim.Bizim efsane dediklerimiz o gün ne yaptıklarının farkında değillerdi.Bunu görmek isterdim.
Bu yazı bir Trabzonspor güzellemesi değildir.En başta da söylediğim üzere Trabzonspor örneklemi üzerinden giden ''Genelde devrimi yapan bilinçten mahrum oluyor.Bilince sahip olan devrimden mahrum.'' tezini açıklamaya yeltenen bir yazıdır.
Aslında en temelde bilinç meraktan doğar.Zira görülmeyen hep kutsanmıştır.Ama bunu '' Siz Hiç kırmızı babetli hızır gördünüz mü'' yazısında ele almıştım zaten.
Not:Yazım yanlışlarını hevesime verin, işbu yazı editten geçirilecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.