15 Kasım 2013 Cuma
Çi-Çi'nin Öyküsü/2
Afşın ağlıyor. Yağız erler, yaman taylar suskun.
Nallar aynı yerin üstünden kırkıncı kere geçiyor.
Oysa toprak diri, ölüm haberi çıkmamış.
Sapsarı bozkırın ortasında ondan daha sarı taşlar.
Üst üste dizilmiş, bekliyorlar.
Neyi bekledikleri belirsiz.
Neye benzedikleri de.
Çi-Çi ona duvar diyor.Kırmızılı askerler kale.
Türk için kale yıkılacak yer demek.
Duvar aşılacak bent demek.
Erler üzgün,Çi-Çi kayıp.Keşke bu kadar belirsiz olmasa sonu.
''Olsun, yemek bizimdir,yol bizimdir,geçmiş öldü.Gelecek bizimdir'' dedi kırmızı giysili adamların en irisi.
''Ya Crassius'un kılıcı altında olsaydık? Atınız, silahınız, ekmeğiniz olacak mıydı?Kaldırın kafanızı yerden.Romalı bir köle olarak mı ölmek istiyorsunuz?,Özgürlük çağının en tepesi değil en dibidir.''
Güzel konuşuyordu.Doğrusu yüzü ile dili orantısız gelişmişti.
Roma? Crassius?
Bunlar Sarı Dünya'nın alışkın olmadığı isimlerdi.
''Adın ne asker'' diye bağırdı Çi-Çi.Sesi bozkırdan çıkıp Rum kayalıklarına vurdu.
Dağ,taş adını söyler sanıldı.
''Pontefix efendim'' dedi çirkin adam.Bu leyjonun Legatusuyum.
''Legatus nedir'' dedi Çi-Çi.
''Önderleriyim efendim'' dedi Pontefix.
Çi-Çi eğri kılıcını yere vurdu,kaldırdığı toz yere inmeden konuşmaya başlamadı.
Bekleyiş ziyadesiyle uzun sürdü.
Lakin tek ses tek nefes duyulmadı.
''Bundan sonra yüzbaşısın'' dedi.
''Emredersiniz'' dedi Pontefix.
Ve fakat yüzbaşı ne demek bilmiyordu.
Bucaksız bozkırın ortasında bir Roma lejyoneri anlamını bilmediği bir görevi üstlenmişti.
Ağaçsız diyarın deresi menderes olur.
Roma'nın elinden kendini kurtaran 100 kadar lejyoner, bu sefer de Partların eline düşmüştü.
Şimdiyse devletsiz bir Yabgu'nun kılıcı altındaydılar.
Çi-Çi özgürlüğün peşindeydi,askerleri Çi-Çi'nin.
Peki bu adamlar?Onlar neyin peşinde?
Pontefix'e alaçyağız bir at verildi.O bir yüzbaşıydı artık.
Atının nalı tunçtan işlendi.
Kemeri geyik derisinden.
Türk'ten aşağıda tutulmadı.
Köleden de yukarıda değildi.
Ho-Han bir kere daha haber yolluyordu.Çi-Çi'nin kellesine karşılık askerlerinin canını bağışlayacağını söylüyor.
Buna karşılık gönderdiği her ulağın dili domuzlara yediriliyordu.
Günlerden bir gün,Çi-Çi'nin aklına ihtiyarın verdiği kitap düştü.
Sahi ne yazıyordu o kitapta ?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Ortaasya dilleri terminolojisinden rasyonel biçimde yararlanılmış. Metaforlar ses getirici. Bozkırın renkleri akıllıca vurgulanmış.Sarı taşlar, sapsarı bozkır. Sarı'nın hakimiyeti göze çarpıyor.
YanıtlaSilHarun Mutluay