Almanya'da yaşamını sürdüren Merzifonlu Ahmet Koçak'ın hikayesini eminim hatırlıyorsunuzdur.Hatırlamayanlar için kısa bir tekrar geçelim.
Ahmet Koçak ''A TS 61'' plakasını alabilmek için 17 yıllık zorlu bir mücadele veriyor, başından geçen türlü zorluklara katlanıyor tüm cezalara göğüs geriyor ve en sonunda emeline ulaşıyordu.
Ahmet Bey klubümüz tarafından onur üyeliği ile ödüllendiriliyordu.
Bu haberi Hatay Reyhanlı'lı bir adam Samsun'da okuyor ve o anda telefona koşuyor.Ulaşmaya çalıştığı kişi Trabzonspor başkanı.
Güney'in Trabzon'un da doğmuş Kuzey'in Hatay'ına vurulmuş bir adam Gökhan Aşan.
Telefon bir gün meşgul çalıyor iki gün meşgul çalıyor.En sonunda Trabzonspor klübünden bir yetkili ile görüşme şansı yakalıyor Gökhan Bey.
İsteği son derece net '' Trabzonspor'a onur üyesi olmayı hak eden bendim.''
Başlıyor hikayesini anlatmaya;
Samsun'da oturdukları yıllara denk gelen bu maça Trabzonsporlu bir arkadaşının ısrarıyla istemeye istemeye gitmeye karar veriyor.
Gidecekler gitmesine ama ne bilet parası var ne de yol parası.
Vira Bismillah deyip çıkıyorlar yola.
Boyunlarında atkıyı gören Trabzonlu kamyon şoförlerinden birisi durduruyor aracını.''Nereye'' diyor.Ürkek bir ses tonu ile cevaplıyor Genç Gökhan '' Avni Aker'e abi maç izleyeceğiz de.'' Atlayın diyor kamyoncu ''Tam adamını buldunuz 1 saate stadın içindeyiz.''
Bir kaç saat sonra Trabzon il sınırlarına giriyor iki kafadar.Şimdi zor olan kısma geldi sıra.Stad mahşer yeri bırak bileti kahvelerde bile yer yok.Stadın önü insan seli, derken iki taraftarımıza durumu anlatıyor Gökhan Bey. Gelin diyorlar siz bizim çocuğumuzsunuz bizimle gireceksiniz.
Gerçekten de stada o beylerin önünde çocukları olarak giriyorlar.
Maç başlıyor maç bitiyor.
4 mayıs 1996 sabahı futbolla hiç alakası olmayan o adam 6 mayıs'ta Trabzonspor'un tüm kadrosunu ezbere sayıyor ve o yıldan sonra bordomavili formanın bekçilerinden birisi oluyor.
Gökhan bey bugün 32 yaşında, biri kız biri erkek olmak üzere iki çocuk babası. Samsun'da Kazancılar Yokuşu'nda bir ayakkabı dükkanı var.
O günden sonra hiç bir Trabzonspor maçını kaçırmamış.Her maç günü Samsun'daki evinin camından Trabzonspor bayrağı dalgalandırmış.
Kendisine misafir oluyoruz.Eve girer girmez odanın tam orta yerinde bir beşik dikkatimizi çekiyor.Beşik tepeden tırnağa bordomavi.İçindeki çocuk bordunun arasında kırmızı suratıyla yok olmuş.Bu küçük suratlı erkek çocuğunun adının ne olduğunu soruyoruz.''Giray'' diyor Gökhan Bey.Anlamını soruyoruz.''Trabzonspor'da Giray yok mu o işte'' diyor.
Trabzonsporlu oyuncuların isimleri bir kağıda yazılmış kaseye atılmış.Ailenin en büyüğü bir kağıt çekmiş aralarından açmış okumuş.Bundan böyle senin adın ''Giray'' ismini aldığın adama benzesin karakterin.
Giray'a şaşırıyorken içeriden küçük bir kız çocuğu daha geliyor.''Hadi abi seni bekliyordum,arabama bak'' diyor.
Ne arabası bu diyorum,sanırım bisikletini falan gösterecek.''Tamam o zaman bir de fotoğrafını çekelim arabanla'' diyorum.
Odasına bir de giriyorum ki gerçekten bir araba odanın ortasında plakası ne olur böyle bir arabanın?
Tabii ki ''61 TS 1967''.
Oturma odasına geri dönüyoruz.Vitrinde bir belge var, Gökhan Bey Trabzonspor Klubü üyeliğine kabul belgesini çerçeveletmiş en güzel köşeye koymuş.Çay içmeye doğru masaya geliyoruz.O da ne Trabzonspr dergilerinin üstünde bir üstünde yazılanı okuyorum;
Ali Özbak '' Trabzon Futbolunu Kökleri''
Divan kurulu başkanımız sayın Ali Özbak ile sıkı bir muhabbet sahibi çıkıyor Gökhan Bey.Nereden tanıştıklarını sorduğumuzda; kendisinin onur üyeliği almak için klübü aradığında direkt olarak Ali Özbak ile muhattap olduğunu, hatta bu sayede kongre üyesi olduğunu söylüyor.
Tüzük gereği onur üyeliği hayalini askıya alan Gökhan Bey Ali Özbak Bey'in de tavsiyesiyle klübüne yönetici olarak hizmet vermek için o gün üye olma kararı almış.
O gün bugündür de kendisi Kongre üyesi.
Hikayesini anlatmaya devam etmesini istiyorum.
Giray'a hamile eşi ile birlikte bayram arifesi Gökhan bey eşine hazırlan yarın gidiyoruz diyor.Eşi Sevda Hanım nereye diye soruyor.
Gökhan Bey de Trabzon'a Şenol Hoca ve klüptekilerin bayramını kutlayacağız diyor.
İlginç olan şu ki eşi futbolcuların da kutlayalım o zaman diyor ve atlıyorlar arabalarına çıkıyorlar yola.
Gökhan Bey o anları şu şekilde anlatıyor.
''Kendimi evimde hissettim,hayatımın en mutlu günlerindendi.''
Eşi Sevda hanım bugünden sonra Gökhan Bey'i kıskandıracak derecede bir Trabzonspor fanatiği olup çıkıyor.
Hatta Gökhan bey Sevda Hanım'ın bir maçta hakeme sinirlenmesi üzerine demirlere tırmanmaya çalıştığını anlatıyor.
Şike soruşturmasının başladığı gün Gökhan Bey Samsun'dan Trabzon'a hareket etmiş.Klübün kapısına gelmiş.Ali Bey ile görüşecek, Ama onlarca polis var.Ne oluyor diyor polislere cevap yok.En son aralarından birisi cevap veriyor.''Fenerbahçe şike yapmış hemşerim''. Eeee diyor Gökhan Bey içeri girebilecek miyim?
Polis mümkünü yok diyor.4 saatlik yol gelen tarafarımız biniyor arabasına ve Samsun'a geri dönüyor.
Gökhan Bey'in hayattaki en önemli varlığı şüphesiz ki ailesi.
Kızı Trabzonspor'un önemli bir maçının olduğu gün hasta, hasta hasta olmasına ama Gökhan Bey de maça gitmek istiyor.
İki arada bir derede kalmış.
Kızı yattığı yerden doğruluyor.Babasına bakıyor baba bir şey isteyebilir miyim?
Söyle diyor babası.
Maça gidebilir miyiz ?
Gökhan bey yaşadığı sevinci anlatırken dahi oturduğu yerden kalkıyor.Kızımı kucakladığım gibi yine maça gittik diyor.
Hatay Reyhanlı'lı Gökhan Bey'in de hikayesi bu.
En büyük hayalini sorduğumuzda tüm ailemi maça götürdüm babamı götürmedim onu da götürürsem hayallerimi gerçekleştirmiş olacağım diyor.
Kırşehirli Şamil Ekinci,Hataylı Gökhan Aşan,Erzincanlı Muharrem ve Türkiye'nin her yerindeki ''Giray''lar dün vardı,bugün hala varlar,ve sonsuza dek var olacaklar.
(Trabzonspor Resmi Dergisi'nde yayınlanmıştır.)
On numara yazı,Tebrikler
YanıtlaSil