15 Ocak 2014 Çarşamba

''AT''




Atıf Baygiden iki çocuk babası, 98 model Doğan araba sahibi ortalama bir sanayii işçisi.
Meslekte harcadığı 30 seneden sonra kredi çekip bir yıkama yağlama dükkanı açmış.
Atıf'ın gerçekten çok çirkin bir karısı var.
Çocukları da pek zeki sayılmaz.
Atıf da pek gideri olan bir adam değil aslında.
Oturup sıradan bir aile ve sıradan bir adam karakteri çizseniz, ancak Atıf kadar sıradan olabilir.

Baygiden ailesi bazen kahverengi koltuklarında saatlerce oturup hiç bir şey yapmıyor.
Ailenin en büyük neşe kaynağı kabak çekirdeği.
O da genellikle 4 liralık alınan bir şey.
Tam tadına varacakken tam dudaklar yanacakken biter.

Bu sıradan hayatın tam ortasında dörtlü zigon sehpanın üstünde bir davetiye var.
Davetiye'nin üzerinde at resmi var.

Esenler Atışalanı'nda 2 oda bir mutfak bir evin orta yerinde kara bir tay sırıtıyor.
Atıf nefesini akciğerlerine doldurduktan sonra tek seferde bitiriyor cümlesini.

''Çekilişten kazandım, at binmeye gideceğiz.Her şeyi onlar karşılıyor.''

Bayan baygiden şaşırdı, bordo yemenisi yarım bağlıydı.Gözlerini belertti.Atıf'a baktı, gözleri iki misli oldu.
Küçük hali yeterince çirkin değilmiş gibi...

''At mı, ne atı, attan ne anlarız biz'' dedi.

Atıf davetiyeyi eline aldı. Çocuklara döndü. ''At istemiyor musunuz''

Yavru Baygidenler kafalarını emme basma tulumba gibi salladılar.

''Yalnız bir sorun var.'' dedi Atıf.Yemekleri onlar vermiyor.Yarın ekmek götürmek lazım.

''Domates'' dedi yavru Baygiden

''Kola'' diye tamamladı diğer yavru Baygiden.

Kola önemli.

İyi geceler dedi Atıf.Boğazındaki balgam sesinin duyulmasını engelledi.
Öksürdü ve tekrar iyi geceler diye bağırdı.
Sesi 14 yaşında bir kız çocuğu gibi çıktı.
Gerizekalı yavrubaygidenler bile güldü.
Erken yatması lazım yarın ''At'' günü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.