9 Şubat 2015 Pazartesi

Büyük Yazarın Öyküsü/1

Büyük yazar o gün parasını düşürdü. Son parasını yere düşürdüğünü biliyordu.
Almamaya karar verdi, parayı almak sadece parayı almak değildi.
Tüm dünyaya rezil olabilirdi, tüm dünya ona gülebilirdi.
Büyük yazar, kalemşah, o Atıf Baygiden.
Parayı çiğnedi, üstünden defalarca geçti, o artık para değildi.
Tüm dünya bir karışlık kağıt parçası olmuş, büyük yazara saldırıyordu.
Araplar, acemler, çingeneler ve irlandalılar ve hatta belki almanlar.
Herkes çığlık çığlığa bağırıyordu. ''Al al al al''
Büyük yazarın sırtında yaşamış tüm iyi yazarların yükü vardı.
Sırtındaki çatlakları bu görünmeyen çuvala bağlıyordu.
Paradan olabildiğince uzaklaştı, ellerini kumaş pantolonunun cebine soktu.
Önce bir adım attı ardından bir daha, adım aralıkları sıklaştı.
Bu koşmak bu basbaya koşmaktı.Paraya koşuyordu.
Büyük yazar dünyanın en hızlı büyük yazarıydı.
Paraya yaklaşırken yavaşladı, muazzam şekilde sıçradı ve kağıdın üstüne düştü.
İki ayağıyla kağıdı ezdi, sonra bir adım uzaklaşıp üstüne tükürdü.
İşte tüm dünyanın gözü önünde tüm dünyayı becermişti.
Atıf Baygiden bir kere daha kazanıyor, gazeteler bu şanlı zaferden aylarca bahsedecek.
Halk çıldırmış gibi, yaşamış tüm iyi yazarların ruhu çıldırmış.
Atıf ruhların omuzunda ilerliyor.
Omuzlardan iniyor, iki adım atıp yendiği, hayır hayır içinden geçtiği parayı alıyor.
Cebine koyuyor.Büyük yazarın merhameti gazabını aşıyor.
Ne zafer ama...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.