7 Nisan 2015 Salı

Deli Derviş.

Bir derviş varmış, genç desem değil, ihtiyarlıktan uzak.Kırk diyar gezmiş, kırk toprak kazmış.Her kazdığı topraktan bir avuç almış, ekmeğine katmış.Ekmeği çamurmuş, suyuyla kurutmuş.Ulu desem değil deliden hallice.
Bir kazması varmış,bir kırık küreği, gezermiş dağları ararmış bir ''şeyleri''.Deliden hallice belki, akıllıya pek uzak...
Kırık bir kazma bir kürek ile kazacakmış dünyanın altını.
İnanmış küreğine,ah kazması kırık olmasa.Tamir etmeyi bilirmiş,denememiş yıllar boyu.
Kırık bir kürek yüzünden yıkamamış dünyayı.Kazarmış kazmasına ya, bulamamış aradığını.
Bir meczup yahut derviş, dünyanın dibini bulacak, bulacak da arayıp Tanrıyı soracak.
Tanrı dediğin dibindedir yerin.Gökte olsa bulurdum.Kuş olur uçar da omzuna konardım.Ah bir de kanadım kırılmasa.Umuda uçan şahanlar, kanadı katrana bulanmış.Şahan güneşe varırmış da ah kanadı katran olmasa.
Deli derviş kazmış toprağı varmış Tanrı'nın tahtına, konuşmuş sormuş hesabını, dövüşecekmiş de Tanrı korkmasa.
Çıkıvermiş ahretten toprağa örtüvermiş üstünü Tanrının.Tanrıyı bir deli derviş öldürmüş, gömüvermiş toprağa.Tanrı büyük adammış da şu derviş olmasa.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.