25 Aralık 2013 Çarşamba
Bankacı Bekir/1
Gerçekten sıkıldım.
Yaşım otuzu henüz aştı.İçimde oturan öküzün yaşı asrı buldu.
Adım Bekir, özel bir bankada gişe görevlisiyim.Tam altı senedir aynı işi yapıyorum.
Bağcılar'da iki artı bir evim var.Aslında ev benim değil.Sivaslı evsahibemin.
Kira maaşımın neredeyse üçte ikisi ediyor.
Tam üç aydır fotoğraf makinesi almak için para biriktiriyorum.
Aslında taksitle alacaktım, fakat bir boka yaramayan, ceyranı 2 saat gitmeyen bir telefona iki milyar borç yaptığım için alamıyorum.
Hiç ''Almasaydın'' deme.
Mecburum.
Sadece Milliyet.com'u açabildiğim iş bilgisayarımla gün geçmiyor.
Unutmadan bir de sigara içicisiyim.
Çok sıkıldım.
Saman rengi gömleğimin kolalı yakaları boynumu acıtıyor.
Yarın sabah 5.30'da kalkıp suratıma bıçak süreceğim.
Neden?
İnsanlar faturalarını öderken daha şık görünmeliyim.
Traş olduktan sonra yüzümü hissetmiyorum.
Ben neden bankacılık yapıyorum ki?
Neden İstanbul'dayım?
Sanat tarihi okudum, Yunanca okuyabiliyorum.
Hassiktir oradan!
Kimi kandırıyorsun sen, okuyamıyorum.Çünkü üniversiteye de doğru düzgün gitmedim.
Belki iyi bir öğrenci olsam her şey bu kadar boktan olmayabilirdi.
Belki top sakal bile bırakabilirdim akademide.
Hayat benim için hiç de sıradışı değil.
Tuvaletimi yaptığım saatler bile belli.
12:30'dan önce tuvaletim gelirse tutuyorum.
Başımızdaki ilkokul mezunu şef başımdan ayrılmıyor.
Sanırım kocası ile cinsel hayatı sıfırın altında.
Bu kadının surat ifadesi Fransız filmlerindeki üçüncü sınıf orospulardan bile beter.
Her şey o kadar kötü ki çok uzun zamandır bir şeye üzülmedim.
Aslında düşününce iyi olan bir kaç şey var.
Bugün memleketten bir mektup geldi.
Dur bak ne diyorlar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
arkası yarın olsun
YanıtlaSil